17 Ocak 2012 Salı

Hinduizm ve rengarenk tanrıları...

Bir önceki yazımda Hindistan'ın renkli dinlerinden örnekler vermiştim, sıra buranın en temel dini olan Hinduizme geldi. Hinduizmin kendi o kadar renkle dolu ki... Sadece kitapları değil, karakterleri, tanrıları ve masalları da rengarek... 
Buraya gelmeden bir kaç gün evvel arkadaşlarımla Teşvikiye Café’de oturmuş, Hindistan hakkında neler bildiğimizi gözden geçiriyorduk. Laf döne dolana inançlarına geldi tabii. Onları en ilginç kılan konulardan biri değil miydi ki zaten? Hani ineğe tapınmaları, binlerce tanrıları olması vs... Bunların dışında bildiğimiz öyle pek fazla bir şey yoktu inançları hakkında. Bu yüzden buraya gelir gelmez ilk edindiğim bilgilerden, öğrenmeye çalıştığım konulardan biriydi Hinduizm.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım önce; Hintliler, öyle sanıldığı gibi ineklere tapmıyorlar... İşte size tüm hayatınız boyunca bildiğinizi sandığınız ama yanıldığınız bir gerçek... İneklere tapmıyorlar ama onların etinden, sütünden, derisinden, gücünden yararlandıkları için onları kutsal sayıyorlar o kadar. Sadece Nandi isimli, tanrılarından Shiva'nın üzerine bindiği ve bu yüzden ana tanrılardan sayılan bir boğa tanrısı var ama bu bütün ineklere de aynı muameleyi gösteriyorlar demek değil. Trafikte caddenin ortasında oturan ve bu yüzden bütün trafiği alt üst eden bir sürü inek, bufalo, öküz vs. görebilirsiniz. İnsanlar onları rahatsız etmektense etraflarından dolanmayı tercih ederler ama bu onlara taptıkları için değil, kutsal saydıkları içindir...
İnsan maalesef en büyük hatayı bilmediği konularda ahkâm keserken yapıyor. Sadece kulaktan dolma bilgilere dayanarak. Öyle ya, en azından bir şeyler söyleyebilmek 'bilmiyorum' demekten daha önemli değil midir bizler için? Ama işin aslını öğrenmeye gelince de kapılarımızı nedense kapatıyoruz. Kurbağaların sindirim sistemleri gibi 'hayatın neresinde' kullanacağımızı düşünüyoruz bu bilgiyi. Bence Hintlilerin inançları da bu göz ardı ettiğimiz, hayatın neresinde kullanacağımızı bilmediğimiz ve genelde dalga geçtiğimiz bilgilerden biri.

Eğer benim gibi masallara, efsanelere, öykülere, kahraman hikâyelerine çok düşkünseniz bu yazıdan çok keyif alacağınıza eminim.
Brahma-Vishnu-Shiva

Hinduizm gerçekten son derece renkli, ilginç ve masalımsı öğeleri olan bir din. Neredeyse din değil de bir yaşam biçimi diyebiliriz buna. Diğer dinlerden farklı olarak bir kurucusu, peygamberi veya bir otoritesi yoktur. Başlangıcı belirsizdir, yine de en eski ve çok tanrılı dinlerden biri sayılır. Milyonlarca tanrısı olduğu için de ibadet şekilleri ve törenleri konusunda çok esnektir.
Brahma, genelde her biri pusulanın yönlerine
bakan dört başlı bir görüntü ile sembolize edilir.
Hindu’ların büyük bir çoğunluğu, reenkarnasyona, yeniden doğuma inanırlar. Birçok tanrıya sahip olmalarının nedenlerinden biri de budur. Yaklaşık olarak 330 küsur milyon tanrıları olmalarına rağmen her şey, başlangıç aslında tek bir enerjiden yola çıkmıştır. O da Brahman’dır (tek gerçekliktir) ve Tanrı Brahma evrenin yaratılışında büyük bir rol oynar. Ve ondan sonra ki her tanrı aslında Brahma, Vishnu ve Shiva’dan üremiştir ve her tanrı bir önceki tanrı ya da tanrıların reenkarnasyonu olduğu ve hiç biri birbirinden aslında ayrılmadığı için de burada çok tanrılı dinden bahsedilmesine karşın, aslında başlangıcı tek bir tanrıdan oluşan  ve yıllar geçtikçe reenkarnasyonla birlikte türemiş birçok tanrılı dinden bahsetmiş oluyoruz.
Her kral veya kral soyundan gelen savaşçılar ancak yıllarca süren yaptıkları meditasyon ve acı çekmeleriyle Brahma tarafından verilen özel güçler kazanmışlar ve tanrı unvanı almışlardır. Brahma soyundan gelenler ‘Brahman’ olarak adlandırılır ve en üst kast sayılır.
Brahma genelde her biri pusulanın yönlerine bakan dört başlı bir görüntü ile sembolize edilir.

Trimurti
‘Shiva’ ve ‘Vishnu’ da aynı zamanda Brahma kadar önemli tanrılardır ve bu ucu birbirine eşit sayılır. Bu üçlüye Trimurti adı verilir.
Vishnu

Vishnu doğru davranışla özdeşleştirilmiştir. Dünyada ki her iyi ve doğru şeyin koruyucusudur. Dört kolu vardır. Ganj Nehri’nin ayaklarının ucundan çıkıp aktığına inanılır.  Vishnu’nun tam 22 reenkarnasyonu var ve bunların en önemli olanları ve en bilinenleri Kral Rama ile Tanrı Krishna’dir. Burada, bazı yerlerde İsa Peygamber’in de Vishnu’nun bir reenkarnasyonu olduğuna inanıyorlar ve bu yüzden İsa Peygamber’in burada Hıristiyanlar dışında da pek çok takipçisi var.

Shiva, çoğunlukla mavi renkte ve
boynuna yılan dolanmış olarak
sembolize edilir.
Vishnu ne kadar koruyucu ve üretici, Brahma ne kadar yaratıcı ise Shiva’da hem yok edici hem yaratıcıdır. Her ne kadar özellikle yok etmeyi temsil etse de, kötülüğü de yok ettiği için olumlu bir güç olarak görülür. Shiva’nın yaratıcı gücü, cinsel organını temsilen Lingam adı verilen sembolle anılır. 1008 adet ismi vardır ve birçok değişik formda karşımıza çıkar. Shiva'ya tapanlara 'Şaivitler' denir ve bu kişiler Shiva'nın Nihai Gerçek olduğuna inanırlar.
Çoğunlukla Shiva, mavi renkte ve boynuna yılan dolanmış olarak sembolize edilir.


              
                                                  Hinduizm'in kutsal kitapları

Hinduizm’in Kuran, İncil ya da Tevrat gibi bir kitabı olmamasına karşın onların İncil’i sayılan, ‘Ramayana’ ve ‘Mahabharata’ adıyla anılan kitapları var. Bunları okumadan Hinduizm’i, Hintlilerin inandıkları yaşam biçimini anlayabilmek neredeyse imkânsızdır. Her ikisi de diğer din kitapları gibi iyiyle kötünün savaşını anlatıp, mucizelere yer verir.

Shiva, eşi Parvati ve oğlu Ganesh
Mahabharata destanı genelde ilk kitap olarak kabul edilir, Vishnu’nun reenkarnesi olan Tanrı Krishna hakkındadır ve yazarı Shiva’nin oğlu ve yine tanrılardan biri olan fil kafalı Ganesh’tir. Ganesh 'Şansın Tanrısı'  olarak kabul edilir. Hemen hemen tüm evlerde, arabalarda, ofislerde şans getirmesi için onulan Ganesh’in resimlerini ya da heykellerini görebilirsiniz. Ganesh’in fil kafasıyla temsil edilmesinin ise bir sebebi vardır. Bir efsaneye göre; Shiva uzaktayken eşi Parvati Ganesh’i dünyaya getirir ve Shiva eve döndüğü zaman evinde bu yabancı çocuğu görünce kafasını uçurur.

Ganesh
Sonra gerçeği öğrendiği zaman da pişman olup karşısına çıkan ilk hayvanın başını oğlunun gövdesine yerleştirir. Tahmin ettiğiniz gibi bu hayvan fildir. Bence babasının ilk gördüğü hayvanın kuş ya da gergedan olmamasına şükretmesi gerekir Ganesh’in... :)

Bebek Krishna
Bu yüzden de filler burada şansı, develer aşkı, atlar ise gücü temsil ederler.

Krishna ve Radha
Kitapta bahsedilen tanrı Krishna aşkın, müziğin, dansın tanrısıdır ve dünyaya iyiliği koruyup kötülükle savaşması için gönderilmiştir. Vishnu’nun 22 reenkarnesinden biridir. Doğduğu zamandan itibaren ‘Bebek Tanrı’ unvanını almıştır ve bir tanrı ve genç bir prens olarak çocukluğundan beri yol gösterici olmuştur. Çoban kızlara olan yakınlığı ve Radha’ya olan ölümsüz aşkı birçok şarkıya ve resme ilham kaynağı olmuştur. Krishna her yerde mavi renkte sembolize edilir.

Bilinen en ünlü Krishna’ya adanmış tapınaklardan biri olan Iskcon Tapınağı ise Bangalore’dadır.
Rama ve Sita
Ramayana ise içinde masalsı her türlü öge olmakla birlikte, iyilikle kötülüğün savaşını anlatan bir kitaptır. Kitabın kahramanı yine Vishnu’nun reenkarnasi olan Rama adlı bir prenstir. Rama her şeyin en iyisine, en güzeline; her kahramanın sahip olduğu tüm özelliklere, güçlere ve bilgiye sahiptir. Veda’ların (bilgi) hepsini bilmekle birlikte tabii ki son derece yakışıklı ve son derece güçlüdür. Hikâye üvey annesinin kral babasını kandırması ve Rama’yı dağlara sürdürmesiyle başlar. Karısı Sita ise Rama’yı yalnız bırakmaz ve onunla birlikte sürgüne gider. Fakat Sita 10 başlı kötü canavar Tanrı Ravana tarafından kaçırılır ve iyiyle kötünün savaşı böylece başlamış olur.

Kral Hanuman
Maymun Kral ‘Hanuman’ bu hikâyenin başkahramanlarından biridir. Yarı tanrı, yarı maymun özelliğine sahip olan Hanuman, aynı zamanda  birçok şekle girme ve uçma yeteneğine de sahiptir. Savaşçılığı, cesareti, kuvveti, sadakati ve dürüstlüğü ile bilinir. Ramayana destanında Prens Rama'nın sağ kolu ve en güvendiği kişilerden biridir. Hatta buradaki Hintli kızların çoğu eşlerinin aynen Hanuman gibi olmasını dilerler.

Bu anlattıklarım en bilinen ve ünlü tanrıları. Daha önce de dediğim gibi Hinduizm’in tam 330 küsur milyon tanrısı var ve hepsi bu saydıklarımın reenkarneleri, eşleri, çocukları ya da çocuklarının çocuklarıdır; Bu yüzden çok tanrılı bir din haline gelmişlerdir. Her birine % 100 inanırlar ve aynı derecede saygı duyarlar. Şimdi yatağa gitmeden evvel bu tanrıların hepsine, özellikle de yaratıcı Brahma'ya dua edeyim; Belki o bana iyi ve hayırlı bir kısmet gönderir... :)

                                         Onlar çıkmış muradına, biz çıkalım kerevetine...
                                                                             Sero