Trafikte bile kavga edenleri görmedim...!
Bu kadar birbirine karışmış, kuralları olmayan, şerit ve ışık tanımayan, yaya nedir bilmeyen hatta varlıklarını dahi kabul etmeyen, resmen arapsaçı -ne demek 2 yıldır yıkanmamış, rastalı zenci saçı- gibi bir trafik olamaz...
Dönüş mönüş, sinyal minyal hak getire; normal yürürken pat diye önünüze çıkan motosikletliden tutun, sen kendi şeridinde giderken karşıdan senin şeridi kendininki gibi kullanarak üstüne üstüne canavar gibi gelen ve ölmene ramak kala sağa geçen araçlardan tutun (-tabi tüm bütün bunlar olurken, sen bildiğin tüm duaları sıralayarak kendi filminin şeridini izlerken, bindiğin tuk-tuk'un şöförünün sakinliğinden mi delirirsin, ona saldır mısın yoksa hayran mı olursun o da ayrı bir konu), yolun ortasında geviş getire getire memelerini yayarak oturan, bu yüzden bütün trafiği altüst eden ve sizin gideceğiniz yere geç kalmanıza sebep olan bir inek gördüklerinde, -ona müdahale etmeyi bırakın- neredeyse onu rahatsız etmemek adına ve inadına hızını emekleyen bebek hızına indirenlere kadar; herşey ama herşey kural dışı...
herhangi bir kural olmadığı için kural dışı demek birden bana çok anlamsız geldi...:)
...
Sağına baktığında hiçbir hareket yokken, sola baktığında herşey hatta hayat bile normal giderken, tam karşıya geçmek için adım atmışken; önünden içindeki sürücünün senin korkuttuğundan dolayı çok eğlendiğinden pis pis sırıttığı son sürat bir tuk-tuk, dünyanın bedene en aykırı fizik hareketlerini yapmanı sağlayan muhtemelen üstüne maaile binilmiş bir motosiklet yada hunharca iğrenç bir kornaya basarak yüreciğini ağzında hissetmene ve bazı sıvılarının popondan akmasına sebep olan bir kamyon geçtiğinde, sen ölümüne yine saniye kala kanın donmuş bir şekilde kalakalmışken; bile kavga etmiyorlar..
Birbirlerine bağırmıyorlar bile...
Sadece kornaya basıp, hatta ellerini kornadan çekmeyip yine elleriyle konusuyorlar;
“ya naaapıyosssun yaa” diye...
Bu cümle dünyanın her yerinde aynı işaretle yapılıyor sanırım... :)
Solda ki fotoğraf Hindistan'ın her büyük şehrinde ki her büyük caddesinde görmeye alışık olduğum bir durumu anlatmaktadır...
Ve bu anlatımda kesinlike bir abartı yoktur...:)
Kornalardan işitme duygumu hafif yitirmiştim doğrusu, sabah akşam kulağımın tenekesi sızlıyordu. Stres diye bir şey yok ya, kavga da etmiyorlar ya, tek dertleri kornaya basmak kardeşim, bastılar mı rahatlar... !
Git bas, dur bas, gec bas, gecme bas, dön bas dönme bas, hatta mümkünse elini hiç çekmeden basssssssssssss...
Kamyonların bile arkasında "lütfen kornaya basınız" yazıyor hatta çoğu yerde kanunlar bunu sürücülerden istiyor, inanılacak gibi değil...!
Bir de ben İstanbul'da ki sürücülere kızardım devamlı kornaya basıyorlar diye; yok anam buradakilerin gözünü seveyim, bizimkiler bunların yanında gayet naziklermiş...!
Bu kadar kat kat eteklere ragmen bu kadar mi dengeli ve rahat otururlar...?
Yandaki fotoğrafta bulunan yerde ki cizili yaya gecidi varya, anlamini bilen varsa burada, bende.... ne olayim..!!!
Tabi bir müddet sonra sizde bu duruma alışıyorsunuz, öyle bir adapte oluyor ve hatta bünyeniz öyle bir uyum sağlıyor ki, ölüme 5 saniye kala bile gayet sakin bir şekilde koltuğunuzda oturup etrafa sırıtabiliyorsunuz...!!!
Sanki herşey normalmiş gibi...!!!
...Daaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaattt...
Sero